<$BlogItemBody$>
Kendisini türlü türlü hallerde görmeye alışkın olduğumuz Ahmet Hakan'ın 'Gül takıntılı hali' devam ediyor.
Gül’ün dört hali
BUHAR HALİ: "Camia" mutlu olsun diye şu ana kadar tek bir vurgu bile yapmadı. Sadece adaylığını açıkladığı basın toplantısında, fazla altını çizmeden, "Allah mahcup etmesin" şeklinde bir temennide bulundu, o kadar... Sanırım, "Benim cumhurbaşkanı olmam camia için bir zaferdir, ekstra mesaja lüzum yok" diye düşündü...
KATI HALİ: Milletvekili seçilince hapisten çıkan DTP’li milletvekilinin, bir biçimde cumhurbaşkanlığı adaylığı falan söz konusu olduğunu düşünelim. Acaba o milletvekili, "Anayasa’ya bağlı kalacağım" cümlesini Abdullah Gül’ün yaptığı gibi tam 11 kez ifade etmeye gerek duyar mıydı? Hiç sanmıyorum... Neyse... Çok görmeyelim, "Yeni bir muhtıra kazası" ile karşılaşmamak arzusu adama böyle yaptırıyor demek ki...
SU HALİ: Laikliğe bağlı kalacağı vurgusuyla Cumhuriyet mitingi ahalisine, "kimseye küskün değilim" vurgusuyla muhalif köşe yazarı milletine, "herkesle iyi geçineceğim" vurgusuyla CHP’ye bir demet çiçek uzatarak durumu sağlama aldı... Bu şekilde en akışkan kısmı ortaya çıkmış oldu.
ŞEKER HALİ: En alttan alıcı üslup ile en şahane tebessümleri karıştırın... Üzerine "Göreceksiniz, acayip tarafsız olacağım" şeklinde kuvvetli yeminleri ilave edin... Can sıkıcı sorularda bile soğukkanlılığı elden bırakmama gayreti ile bir hoşgörü anıtı gibi yükselme çabasını birleştirip servis edin... Sofraya gelen Gül’ün şeker halidir.
Ahmet Hakan/HürriyetEtiketler: 'Gül, cumhurbaşkanlığı, Köşe, takıntı, yazar