<$BlogItemBody$>
Cumhurbaşkanı adayını kesinleştiren AK Parti, yeni hükümet konusundaki çalışmalarını sürdürüyor. Bakanlar Kurulu listesini bugün Köşk'e sunacak olan Başbakan Tayyip Erdoğan, dün partisinin Merkez Yürütme Kurulu'nu toplayarak son gelişmeleri değerlendirdiArdından da basının karşısına geçerek önemli açıklamalarda bulundu. AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül için övgü dolu ifadeler kullanan Erdoğan, başbakanlık dahil bugüne kadar birçok önemli görevde bulunan Dışişleri Bakanı'nın, 'ideal bir aday' olduğunu belirtti. Abdullah Gül'ün 'özü sözü bir' olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisine inanıyoruz ve güveniyoruz. Bilgisi, tecrübesi, donanımı, kariyeri, karizması, içeride ve dışarıda gördüğü itibar ve hüsnükabul ile bu yüce makamı layıkıyla temsil edecek devlet adamıdır. İhtiyat ve hassasiyetlerini çok iyi bildiği kurumlarımızın eşgüdüm ve uyum içinde çalışmasına katkıda bulunacaktır. Cumhuriyetimizin temel niteliklerini güçlendirmek, Atatürk'ün işaret ettiği çağdaşlaşma hedeflerini takip etmek için çalışacaktır."
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Tayyip Erdoğan, CHP'ye yüklendi. Kendi isteklerini karşı tarafa dayatmanın 'uzlaşma' olarak tanımlanamayacağını vurgulayan Başbakan, anamuhalefetin gerginlik peşinde koştuğunu söyledi. Abdullah Gül'ün eşinin başörtüsüyle ilgili eleştirileri Atatürk'ü örnek vererek cevaplayan Erdoğan, "Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün eşine, annesine bir bak. Örnek alacaksan birinci cumhurbaşkanının eşine bakarsın, o da sana ders olur." dedi. Giyim kuşamın bireysel bir tercih olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, bu konudaki özgürlüğün Anayasa tarafından teminat altına alındığını vurguladı.
Abdullah Gül'ün özü sözü birdir
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı. AK Parti Genel Merkezi'nde yapılan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, Gül'ü övdü. Gül'e inandığını ve güvendiğini ifade eden Erdoğan, "İyi niyet sahibi herkes bilmektedir ki, Abdullah Gül'ün özü ve sözü birdir." dedi. Gül için 'Kardeşim' ifadesini kullanan Erdoğan, "Bilgisi, tecrübesi, donamımı, kariyeri, karizması ile içeride ve dışarıda gördüğü yüksek itibar ve hüsnü kabul ile bu yüce makamı layıkıyla temsil edecek bir devlet adamıdır." değerlendirmesini yaptı. Gül'ün Anayasa'da belirtilen nitelikleri taşıdığını vurguladı. Başbakan'ın yaptığı açıklamalar ve basın mensuplarının sorularına verdiği cevaplar özetle şöyle:
Halkın verdiği destek anlamlı
Gül seçildiği takdirde kendisine destek verenler kadar vermeyenleri de kucaklayacağından, tarafsızlık ilkesine uygun olarak milletimizin bütün fertlerini temsil edeceğinden kimse şüphe duymamalıdır. Uzun siyasi geçmişi boyunca hep göz önünde olmuş, milletimizin güvenini kazanmıştır. Adaylığı ilk gündeme geldiğinde de, bugün de hem içeride, hem dışarıda büyük bir hüsnü kabul görmüştür. Halkımızın kendisine meydanlarda verdiği destek çok anlamlıdır.
Türkiye büyük bir sıçramanın eşiğinde
Laik, sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanan cumhuriyetimizin temel niteliklerini güçlendirmek, Atatürk'ün çağdaşlaşma hedefine ulaşmak için çalışacaktır. Türkiye, pistin ucuna kadar gelmiş bir jet uçağı konumundadır. Büyük bir sıçramanın eşiğinde bulunmaktayız. Lastikleri yerden kestiğimiz, 'take-of'a geçtiğimiz andan itibaren Türkiye'yi tutmak artık mümkün değildir. Türkiye'yi 4 yıl 9 ayda nasıl bu noktaya getirdiysek, bundan sonrasını da birlik ve beraberlik ruhu içinde başarabiliriz. Hiçbir engel tanımıyorum, başarabiliriz.
Tek engel toplumsal barışın bozulması
Hızımızı yavaşlatacak tek engel, toplumsal barışı zayıflatmak, huzur ve istikrarı bozmaktır. Birlik ve beraberliğimizi her şeyin üstünde tutmak mecburiyetindeyiz. Altını çizerek buna büyük uzlaşma diyorum. Ortak hedefimiz güçlü ve müreffeh bir Türkiye idealidir. Gelin, cumhuriyetimizin temel nitelikleri ve milletimizin değerleri etrafında birleşelim. Büyük uzlaşmayı sağlayamamak, Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülüktür.
CHP'ye: Ülke yönetiyoruz, kabile değil
Uzlaşma deniliyor da, 'Uzlaşma nedir?' sorusuna kimse bir tanım getirmiyor. Uzlaşma, benim istediğimi karşı tarafın kabul etmesi mi, halkın sizlere verdiği yetki çerçevesinde karşınızdakilerle oturup, ortak aklı oluşturmak mı? Biz ikincisini kabul ediyoruz. Aksi takdirde Parlamento içinde bir miktar yetkinizle halkın daha fazla yetki verdiği gruba dayatmada bulunursunuz. Bu olmaz. Halkın yüzde 47 oy verdiği bir parti, sizlerle konuşmak istiyor, randevu talebinde bulunuyor. Ertesi gün 14'e kadar randevu vermezseniz uzlaşma olmaz. Biz ülke yönetiyoruz, kabile değil. Yapılan açıklamalarda duygusallıklar egemen. Seçim öncesi kullanılan ifadelerin aynısı.
Gerginlik beklentimiz yok
Bir gerginlik anlayışımız yok. Böyle bir şeyin ne beklentisi, ne hazırlığı içindeyiz. Bunun beklenti ve hazırlığı içinde olan her zaman olduğu gibi ana muhalefet partisi. Her şeyden önce demokratik sistem içinde icrası yasalarla, anayasayla belirlenmiş bir devletiz. Bu devletin başına kim nasıl gelecek anayasada belli. Siz bu ülkede başbakanlık, bakanlık yapacaksınız. Hiçbir şey yok. Ama gündem cumhurbaşkanlığı olunca siyasi etiğe hiç yakışmayacak şekilde kalkıp cumhurbaşkanı adayı olan Parlamento'nun bir mensubuna bu yakıştırmaları yapacaksınız. Bunlar çok çirkin.
Gül 'sizin hakkınız' dedi
Geçen dönemde de, adaylığın belirlendiği son gece de Sayın Gül bana "Bu sizin hakkınız, buraya siz layıksınız." demişti. Ben de kendilerine, "Bu yola çıkarken bazı ilkelerim var, bu ilkelerimin birincisi, partimizi dünya markası haline getirmek, partimizle beraber bu hizmet sürecini süratle sürdürebilmek." demiştim. Şu anda ilk sınavdayız. Bu sınavı da başarıyla vermek istiyoruz.
Atatürk'ün eşine bak, ders al
Bu ülkede özgürlükler var. Düşünce, din, vicdan, eğitim, teşebbüs özgürlükleri anayasanın teminatı altında. Kimse ne bayanın, ne erkeğin, giyim kuşamını arzusuna göre şekillendiremez. Her bayanın bireysel tercihi vardır. Ona herkesin saygı duyması gerekir. Saygı duymazsanız o bayana haksızlık yapmış olursunuz. Bir bayan nasıl başını açma hakkına sahipse bir başkası da örtme hakkına sahiptir. Kimse müdahale edemez. Başbakan, cumhurbaşkanı, milletvekili eşlerinin nasıl olacağına yönelik anayasa, yasa ortadadır. Bunların hepsi, huzursuzluk tohumu ekmek isteyenlerin gayretidir. Yeri geldiğinde 'anam böyle giyiniyor' diyor. Mademki annenin, ninenin böyle giyinmesinden memnunsun, o zaman bunu gündeme getirme. Cumhuriyetimizin birinci cumhurbaşkanı Atatürk'ün eşine bir bak, annesine bak. Örnek alacaksan birinci cumhurbaşkanının eşine bakarsın o da sana ders olur .
Haber10