<$BlogItemBody$>
Başbakan Erdoğan, şehitlerin üzerinden siyasi rant sağlayanlara sert tepki gösterdi. Erdoğan, 'Bunların yeri cenazelere değil miting alanlarıdır' dedi.Başbakan Erdoğan, Burdur Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen ortak açılış ve TOKİ anahtar teslim töreninde bir konuşma yaptı. Mehmet Akif Ersoy'a değinen Başbakan Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un vatana bakışının farklı olduğuna işaret etti.
Erdoğan, Burdur'daki üniversitenin, ''Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı. Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı'' diyen insanın adını taşıdığını söyledi.
''İşte bizim vatan anlayışımız buydu. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak uğrunda ölen varsa vatandır' anlayışı, bayrak ve vatan anlayışımızı ortaya koyuyor'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''İşte bunun için yola çıkarken tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Bu yola böyle çıktık ve bunun üzerinde kimseye ameliyat fırsatı vermeyiz. Terör azmıştır, kabul ediyoruz. Ama terör, bundan önceki yıllarda da ta 78'den bu yana maalesef ülkemizde çok can almıştır, çok can yakmıştır, çok aileleri yakmıştır. Fakat biz şunu da biliyoruz ki, bunun neticesinde şüphesiz ki, çok şehitlerimiz olmuştur. Şehidimize farklı bakarız, farklı yaklaşırız. Çünkü bizim kültürümüzde, bizim medeniyetimizde şehidimizin farklı bir yeri vardır. Onlar ölmez, onlar diridir. Biz böyle inanırız, böyle biliriz ve onun için de bu toprakların farklı bir yeri var. Hani yine diyor ya şairimiz, 'şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.''
''KANIMIZA DOKUNUR''
Erdoğan, şehitlik makamına ulaşmanın her yiğidin karı olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Onun için, bu yol kutlu bir yoldur. Ama bizim birliğimizi, beraberliğimizi, bütünlüğümüzü bozmaya kasteden bu bölücü terör örgütü er veya geç bizim milletimizin bu birliği beraberliği, bütünlüğü karşısında tükenecektir. Kesinlikle tükenecektir. Bu konuda devletimiz olarak, hükümetimiz olarak silahlı kuvvetlerimizle, polisimizle ele ele, omuz omuza bu mücadeleyi sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Burada bir gerçeği ortaya koymak istiyoruz. Fakat bizim şehit cenazelerimizi siyasi istismar vesilesi kılmak isteyenlere acıyorum. Şehidin üzerinden siyasi rant sağlanmaz. Bu şehide saygısızlıktır. Önce bunu bir defa bilmemiz lazım ve şehit cenazelerini adeta bir siyasi arenaya çevirenlere halkımızın müsaade etmemesi lazım. Bizim cenazelerimizin de bir adabı, edebi vardır. Cenazelerimizin adabı, edebi ancak onun kültürünü, anlamını bilenler tarafından iyi takdir edilir. Bilemeyenler o manadan yoksun olarak sadece o şehide eza, cefa ederler. Oralar bizim ayrılık yerlerimiz değildir. Şehitlerimiz ayrılık için vermediler canlarını. Ama oraya gelenler maalesef o ayrımcılığı yaptıkları zaman, o bizim kanımıza dokunur.''
''CENAZELER BİZİ BİRLEŞTİRMELİ''
Milletin bu istismara müsaade etmemesi gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Tek şey var, o cenazeler bizi birleştirmelidir, ayrıştırmamalıdır'' dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: ''Burada yeni bir şeyi daha ortaya koymak istiyorum. Kim bu millete kastederse, bu millete el uzatırsa, bu milletin canına, malına, birliğine, beraberliğine, huzuruna musallat olursa, bu millet bunun da cezasını verir. Devletimiz bunun da hesabını er veya geç sorar. Terörle mücadele aynı zamanda bir milli güvenlik meselesidir. Maalesef dün yine üç yiğidimizi şehit verdik. İki seçkin subayımızı ve bir kahraman askerimizi şehit verdik. Şehitlerimizin acısı ne kadar büyük olsa da, millet olarak terörle mücadelede asla yılgınlığa kapılmayacağız. Bölücü terör, bugüne kadar olduğu gibi en ağır karşılığını bundan sonra da bulacaktır. Türkiye'nin askerine, polisine, güvenlik güçlerine, sivillerine yönelik bu insanlık dışı saldırılar, geçmişte hak ettikleri cevabı aldılar, şimdi de mutlaka alacaklardır. Ve milletimizin birliği, dayanışması, kardeşliği bu insanlıktan nasibini almamış lanetli terör odaklarına gereken cevabı zaten vermektedir ve verecektir.'' Hükümet olarak milletin hayrına olan adımı atmaktan geri durmayacaklarını, bu konuda hiçbir komplekslerinin olmadığını vurguladı.
''Hiçbir Türk vatandaşının milletimize, bayrağımıza, vatanımıza, devletimize sadakatinden şüphe etmiyorum'' diyen Erdoğan, ''Terörün en yoğun olduğu yıllarda bile milletimiz sadakatini ortaya koymuştur'' dedi.
Erdoğan, bütün siyasilere şöyle seslendi: ''Gün, küçük oy hesapları yapma günü değildir. Gün, birlik ve beraberlik günüdür. Eğer bir şey biliyorsanız gelin, hep birlikte ortak bir duruş sergileyelim. Bundan imtina edenler olursa, onlara da diyorum ki, nifaka düşersek bundan terör kazanır. Gelin kenetlenelim. Evlatlarımızın canı üzerinden siyaset yapmayalım, şehitlerimizin üzerinden siyaset yapmayalım. Şehit cenazelerimiz, birlik ve beraberlik yerimiz olsun. Muhalefetin yeri, o cenaze törenleri değildir, buralardır. Gelin, seçim meydanlarında bunu yapalım. Bizler bu ülkede siyasi hasımlar olarak değil, siyasi rakipler olarak siyasette bir rekabet yapalım. Ve millet de sandıkta zaten bunu en güzel şekilde değerlendirir. Çünkü şunu şöyle bilmemiz lazım, bu millet hiçbir siyasi partinin tasarrufu altında değildir. Ama siyasi partiler milletimizin tasarrufu altındadır. Milletimiz kararı nasıl verirse o karar neticesinde iktidar belli olur. Onun için çok partili hayata başlanıldığında merhum Menderes 'Yeter söz milletindir' demişti. Şimdi biz de 'Yeter, karar milletindir' diyoruz.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başkaları ''laf kalabalığı'' yaparken kendilerinin Türkiye'ye neler kazandırdıklarını anlatacaklarını belirterek, ''Siyasetin ayak oyunu olmadığını, siyasetin dolap çevirmek olmadığını,siyasetin siyaset dışında tezgah kurmak olmadığını ülkemize göstermenin onurunu yaşıyoruz'' dedi.
Erdoğan, Burdur'da Cumhuriyet meyadanında ortak açılış töreni ve TOKİ konutları anahtar teslim töreninde bir konuşma yaptı. Erdoğan, Türk insanının yaşadığı hiçbir alanı ihmal etmediklerini ve etmeyeceklerini söyledi. Türkiye'nin bir şantiye haline geldiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Hiçbir iktidar hamdolsun bu performansı kendi dönemlerinde gösteremedi ama iktidarımız bunu başardı ve bu performansı ortaya koydu. Başkaları laf kalabalığı yapacak, biz ülkemize neler kazandırdığımızı anlatacağız. Siyasetin ayak oyunu olmadığını, siyasetin dolap çevirmek olmadığını, siyasetin siyaset dışında tezgah kurmak olmadığını ülkemize göstermenin onurunu yaşıyoruz. Demokrasi budur. Adalet budur, kalkınma budur. Demokrasiye hakkıyla sahip çıkamayanlar, milli iradenin tecelli yeri TBMM'yi terk ederek milletin yüklediği şerefli görevi layıkıyla yerine getirmeyenler meşruiyeti halkta değil, başka yerlerde arayanlar, bu milleti anlayamazlar.''
''O KÜRSÜYE SİPARİŞLE GELMEDİN''
''Değerli kardeşlerim Allah aşkına soruyorum sizlere, bir doktorun görevi nedir?'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Hastanede bulunmak. Bir öğretmenin görevi nedir? Okulda bulunmak... Birisi hastasıyla uğraşır, birisi yavrularımızla uğraşır, onları yarınlara hazırlar. Peki milletvekilinin görevi nedir? Meclis'te bulunmak... Benim halkım her ay maaşını veriyor. Ne diyor? 'Haftada üç gün meclise gideceksin, salı, çarşamba, perşembe orada çalışacaksın, oradan kaçmayacaksın. Senin görevin orada bulunmak'. Eğer beğenmediğin şeyler varsa onu da söyleyeceksin, oylarınla düşüncelerinle ama orada söyleyeceksin. O milletin kürsüsü, o birilerinin kürsüsü değil, sipariş üzerine oraya gelmedin, millet istediği için oraya geldin. O kürsünün arkasında ne yazıyor, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazıyor. Peki sen niçin varsın orada, ne adına varsın? Millet adına varsın. Peki niye kaçıyorsun?'' ''Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde meclise girmek isteyen muhalefet milletvekillerine yönelik engellemeler olduğunu'' ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Parlamentoya gelip girmek isteyenleri de maalesef kabadayılarını kapıya koymak suretiyle içeriye sokmuyorlar. Gelmek isteyenler de içeriye gelmiyor. Fakat bunları milletten kaçıramayacaklar, hepsinin tek tek fotoğraflarını aldım. Tek tek kameraya aldırdım. Bunları milletime göstereceğim, anlatacağım. Çünkü terazi benim milletimdir, milletimin iradesidir. Bu terazi tecelli edecek. İşte onun için 22 Temmuz çok önemli. Bunların adında cumhuriyet var, ama cumhurdan kaçıyorlar, bunların adında halk var, ama halktan kaçıyorlar.''
''42 GÜN SONRA OYUN BOZULACAK''
Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine de değinen Erdoğan, şunları söyledi: ''Cumhurbaşkanını seçeceğiz. Sayın Özal, Sayın Demirel, Sayın Sezer nasıl seçildiyse aynı şekilde Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Anayasa aynı anayasa, değişen bir şey yok, nasıl onlar seçildiyse, yenisini seçeceğiz. Dediler ki, 'olmaz'. Nasıl olacak? 'Biz ne istersek öyle olacak, eğer bizim dediğimiz gibi olmazsa çatışma çıkar' dediler. Bunları izlediniz. Ama hala kendilerini haklı çıkarmanın gayreti içerisindeler. Hani yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış ya bunların yaptığı o. Ama benim halkım bu oyunu bozacak. Fazla kalmadı, bozacak şurada 42 gün var. 42 gün sonra bu oyun bozulacak.''
Muhalefetin halktan kaçtığını ifade eden Başbakan Erdoğan'ın, ''O kadar enteresan ki, diyor ki, (367 kişi olmadan bu Meclis toplanamaz)'' sözü üzerine vatandaşlar ''467'' diye tempo tuttu. Erdoğan, bunun üzerine sözlerini şöyle sürdürdü: ''Siz, benim aziz milletim, neyi nasıl yapacağını çok iyi bilir. Akıl erbabına, irfan sahibine bir şey anlatmak bize düşmez, siz işinizi bilirsiniz. Arife tarif gerekmez, siz işi bilirsiniz. Sevgili vatandaşlarım bu ne demek biliyor musunuz? Çok enteresandır, diyelim ki seçim bitti, olur ya bir aksilik oldu, dediğiniz gibi 400'ü çıkaramadık. Bak faraza 2 tane eksik var. Ne yapacaklar biliyor musunuz, karşımıza gelip ne diyecekler biliyor musunuz? 'Biz şunu istiyoruz, oldu oldu, olmadı olmadı'. Adına da ne diyecekler biliyor musunuz, 'bu AK Parti uzlaşmaz'. Buna fırsat vermemek için dedik ki millete gidelim.''
Avusturya'da, Fransa'da aynı şekilde milletin Cumhurbaşkanını belirlediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Halk kimi istiyorsa onu seçsin başımız gözümüz üstüne diyoruz dedik. 'Hayır' dediler. Sadece onlar mı başkaları da katılıyor bu kervana. Değerli kardeşlerim ne derlerse desinler, şu anda Anayasa ile ilgili değişiklik yapıldı, Sayın Cumhurbaşkanı 5 gün sonra kararı açıklayacak. Nasıl karar verir bilemem. O karar verdikten sonra parlamento bu noktadaki adımını atacak. Bu sürede mi olur daha sonra mı olur onu da belirleyeceğiz. Ama er veya geç bu gidiş halkadır, artık başka çözüm yok. Bunu inşallah başaracağız ve bunu sizinle başaracağız. Bu noktaya gelmişken bir şeyin üzerinde durmam lazım. 22 Temmuzda bu millet iradesine de demokrasiye de sahip çıkacaktır. Eğer güven ve istikrar olmasaydı bu ülkede bu yatırımlar olur muydu?''
AA