<$BlogItemBody$>
dsazak@milliyet.com.tr
Kuzey Irak sınırındaki askeri hareketlilik, Güneydoğu'dan gelen şehit cenazeleri ve terör karşısında Genelkurmay'ın internet sitesi üzerinden, halktan 'kitlesel karşı koyma refleksi' beklendiğini duyurması, Ankara'da seçim süreciyle ilgili kuşkuların artmasına yol açtı.
Siyasi antenleri güçlü bir dostumuz, dün sabah telefonda kulislerdeki 'Seçim erteleniyor mu?' sorusuna yanıt arıyordu.
Cumhurbaşkanlığı seçimini 'kriz'e dönüştüren Türkiye, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın 'düz yolda arabayı şaşırtmak' diye nitelediği tuhaf bir yola girdi.
Ülke siyasetine, Bakanlar Kurulu bildirileri yerine Genelkurmay sitesine 'gece yarısı' konulan e-muhtıralar yön veriyor! Dışişleri, 'notamlanan' bölgelerden haberdar olduğunu savunsa da, Şırnak, Siirt, Hakkâri üçgeninde Askeri Yasak Bölgeler Yasası uyarınca ilan edilen 'Geçici Güvenlik Bölgesi' uygulamasından hükümetin medyadan önce bilgi sahibi olup olmadığı tartışmalı. AKP iktidarı seçim zamanlarında yapılan benzetmeyle 'topal ördek' konumuna düştü.
CHP lideri Deniz Baykal da Kuzey Irak'a ilişkin politikasızlığın 'vahim ve tehlikeli' bir 'siyasi boşluk' yarattığı görüşünde. Başbakan Erdoğan'ı, sınırda güvenlik bölgesi ilan edildiği gün televizyonda 'canlı yayın'da izlemiş Baykal; 'Bilgim var diye geçiştirdi ama karardan habersiz olduğu o kadar belliydi ki' saptamasını yapıyor. CHP liderine göre, devletin zirvesindeki kavga ve diyalogsuzluğun sonucu Türkiye'de çok yanlış işler oluyor. Bunların sorumlusu da hükümet. Seçimde iktidar değişirse bugünkü güvensizliğin aşılması mümkün olacak. Deniz Bey seçimin ertelenmesi senaryolarına karşı çıkıyor:
"Seçimin ertelenmesinin hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Takvim değişmez. Türkiye zamanında seçimi yapar, yeni cumhurbaşkanını da yeni Meclis seçer. Anayasa'nın o maddesi değişmez. Bu hükümetten kurtulmak ve demokrasinin geleceği için seçim 22 Temmuz'da yapılmalıdır."
Baykal'a göre, 'terör' seçimin en temel konusu haline geldi. Yeni hükümetin de önceliği terörle mücadele ve Kuzey Irak olacak. Genelkurmay'a 'siyasi direktif'i vermeyen AKP'nin, 'yetki' meselesini orduyu yıpratmanın aracı haline getirdiğini, olayları 'can simidi' gibi kullanarak Silahlı Kuvvetler'e adeta meydan okuduğunu, buna karşılık terör zayiatlarının hızla tırmandığını savunuyor Baykal. Genelkurmay'ın da siyasi irade zaafı karşısında internet üzerinden 'toplumsal irade' oluşturmaya çalıştığını belirterek, 'Çok mutluluk verici değil elbette ama hükümet Türkiye'yi bu noktaya getirdi işte' diyor.
Belirsizliği aşmanın tek yolu seçimdir!