<$BlogItemBody$>
GÖZLEDİK, ölçtük, biçtik ve şu sonuca vardık: AKP, rejim tartışmalarından yara almamıştır!Hatta bırakın yara almayı...
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşananlardan "mağduriyet", Cumhuriyet mitinglerinden "karşıtlık" çıkarmayı başararak "beleş puan" bile kazandığını söyleyebiliriz.
Ancak...
"Terör" konusu, rejim tartışmasına benzemez!
Mayınlar patladıkça, karakollar basıldıkça, şehit cenazeleri geldikçe, cenazelerde gözyaşları aktıkça ve teskin edilmesi zor bir öfke hali ortalığı sardıkça...
Öfkenin bir numaralı hedefi hükümet olur.
Nitekim olan da bu...
Hükümet ise...
Bu gidişat karşısında öyle beceriksiz, öyle inisiyatifsiz, öyle iletişimsiz, öyle ne yapacağını bilmez bir halde ki...
Sadece öfkeli gözlerden uzak durarak ve bir iki etkisiz demeç patlatarak vartayı atlatmaya çalışıyor...
Hükümet böyle yaptıkça, haklı ya da haksız, şu üç algı toplumda gitgide yerleşiyor:
BİR: Hükümet teröre çare bulma konusunda isteksiz.
İKİ: Türk Silahlı Kuvvetleri, Kuzey Irak’a girip terörün kökünü kurutmak için kararlılık gösterirken, hükümet engel oluyor.
ÜÇ: Hükümet, hem askere engel oluyor, hem de Kuzey Irak’ta yuvalanan terörist yapıya karşı diplomasiyi bile işletmiyor.
Sonuçta söylemek istediğim şudur:
"AKP şeriatı getirecek" ya da "Rejim elden gidiyor" mesajlarının yıkamadığı AKP’yi, işte bu üç algı tarumar eder.
AYNIYLA VAKi
BİR arkadaşımdan işittim: "Oylarımız Cem Uzan’a" kararında olan vatandaşlarımız, bu siyasal duruşlarını, "Adam koskoca Amerika’yı dolandırdı... Memleketi ancak o düzlüğe çıkarır" diye gerekçelendiriyorlarmış.
"Herhalde ’hamilelik üç aya inecek’ türünden bir espridir" diye gülüp geçmiştim.
Meğer ne de iyimsermişim!
Neden mi? Anlatayım:
Efendim, CNN Türk için "Seçim Kahvesi" adlı bir program çekiyoruz.
Amacımız memleketimizin dört bir köşesinde bir tür "seçim öncesi alan araştırması" yapmak.
Bu kapsamda geçen hafta gittiğim Bandırma’da, iki kız arkadaşıyla dondurma yiyen ve ileride futbolcu olmayı kafasına koymuş Atakan adlı bir gençle karşılaştım.
İlk sorum şu oldu: "Hangi parti Atakan?"
Kararlı bir yanıt geldi: "Abi benim oyum Genç Parti’ye"...
Ardından da gerekçesini patlattı: "Adam Amerika’yı bile dolandıracak kadar kurnaz! Bence geçsin ülkenin başına, yatsın şu IMF borçlarının üstüne."
Atakan’ın yüzüne şöyle bir baktım: Hayır! Şaka falan yapmıyordu. Olanca ciddiyetiyle politik analiz attırıyordu.
Hemen "Öğreten adam" tribine girerek "Yanlış Atakan / Doğru Ahmet" denklemini devreye soktum ve sesime hafiften bir İclal Aydın kırıklığı katıp sordum:
"Atakancığım, diyelim ki adam Amerika’ya kazık atacak kadar becerikli... Peki bu adam aynı beceriyi yarın senin üzerinde denemeye kalkarsa ne olacak?"
Atakan bu... "Öğreten adam" tribi falan takar mı? Pat diye yapıştırdı yanıtı:
"Aman be abi... Bu zamana kadar başkaları dolandırdı. Bırak biraz da bu adam dolandırsın."
Zafer Hoca’ya açık mektup
SAYIN Zafer Üskül Hocamız...
AKP’ye gireceğinizi rüyanızda görseniz inanmayacağınız günlerde TÜSİAD için bir rapor hazırlamışsınız...
O raporda demişsiniz ki:
"İmam-hatipler sadece imam ve hatip yetiştiren okullar haline getirilmeli... Din dersleri zorunlu olmaktan çıkarılmalı..."
Bunlarla yetinmemişsiniz ve "Çocuklarına dinini öğretmek isteyen aileler" için de liselerde din eğitimi verilmesinin sağlanmasını istemişsiniz.
Sayın Hocam...
Aklınıza ve kaleminize sağlık... Bence çok doğru şeyler yazmışsınız...
Ancak...
İmam hatiplere "kutsal mabet" muamelesi çekip, "Dokunan çarpılır" çığlığı atan bazı mektep tapınmacıları, son günlerde sizin raporu dillerine dolayıp, "AKP’nin adayına bakın! Adam imam hatiplere savaş açmış! Nasıl olur da böyle bir adam AKP’den aday gösterilir" falan diye tezvirata başlamış durumdalar.
Sayın hocam...
Sakın yılmayın, yıkılmayın! Bu mektep tapınmacılarına, "Önemli olan adam gibi seçmeli din eğitimidir, gerisi hikayedir" mesajını verin.
Bununla yetinmeyin ve meseleyi biraz daha açarak şunları söyleyin:
"Ey cemaat! İmam hatip liselerinin amacı mesleğe eleman yetiştirmektir. Ancak sağ iktidarlar bu zamana kadar hep arkadan dolanarak, bu okulların amacının dışına çıkmasına neden olmuşlardır. Bu arkadan dolanma işine son verelim. Bu okulları amaca uygun hale getirelim. Ancak çocuklarına din eğitimi vermek isteyen ailelere de adam gibi bir seçenek sunalım."
Zafer Hocam...
Sizden beklentimiz, AKP’ye "İdare-i maslahata son verme / esaslı devrimcilik yapma" dersleri vermenizdir...
Beklentimizi boşa çıkarmayın!